top of page

Çocuk Koruma Kanunu Bağlamında Soruşturma Rehberi

Aşağıdaki metin, son zamanlarda Anayasa’dan kaynaklanan haklarını kullanan lise yahut ortaokul öğrencisi veya üniversite eğitimine başlamış olmasına karşın henüz 18 yaşını doldurmadığından kanunen çocuk sayılan kardeşlerimizin, maruz kaldıkları haksız gözaltı, adli kontrol, tutukluluk ve yargılama süreçlerinde; hukuksuzluğa karşı sahada mücadele etmek isteyen avukatlara, mevzuatımızda çocuk haklarına ilişkin önemli noktaları hatırlatmak amacıyla Hakkını Savun Derneği avukatları tarafından hazırlanmıştır.

 

Bu mücadelede kimseyi yalnız bırakmayan, hukuk mücadelesine katkı sağlayan tüm meslektaşlarımıza yürekten teşekkür eder, Hakkını Savun olarak sahada da, arka planda da elimizden gelen her türlü desteği sağlama gayretinde olduğumuzu bildiririz.

 

 

Gözaltına Alınan Çocuğun Hakları

 

YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİ Madde 19

 

● Gözaltına alınan çocuklar, kolluğun çocuk biriminde (Çocuk Şube) tutulur. Kolluğun çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde çocuklar, yetişkinlerden ayrı yerde tutulur.

● Çocuğun gözaltına alındığı ana-baba, veli veya vasisine bildirilir.

Çocuğun kendi talebi olmasa bile müdafiden yararlandırılması zorunludur. Çocuk müdafi seçemiyor ise derhal il barosundan avukat ataması yapılmalıdır.

Çocuğun ifadesi yalnızca Cumhuriyet Savcısı tarafından alınabilir. Çocuğun müdafii hazır bulunmadan alınamaz.

● Çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir.

Çocuğun yararına aykırı bir durum olmadığı sürece ana-baba veya vasisi de ifade esnasında hazır bulunabilir.

● Çocukların kimlikleri ve eylemleri mutlaka gizli tutulur.

● Söz konusu işlemler mümkün olduğunca sivil kıyafetli görevliler tarafından yerine getirilir.

Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamaz.

● Kötü muameleye maruz kalan çocuk, avukatına ve sağlık raporu düzenleyen doktora bu durumu bildirmelidir.

Çocuk hiçbir belgeyi imzalamak, kimlik bilgileri dışında hiçbir bilgiyi kollukla paylaşmak zorunda değildir.

 

Çocuklar Hakkında Verilebilecek Adli Kontrol Tedbirleri

 

● Yurt dışına çıkmamak

● Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli başvurmak

● Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak

● Hâkim tarafından belirlenen çevre sınırlarına çıkmamak

● Hâkim tarafından belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek

● Hâkim tarafından belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak

 

Adli kontrol altında geçirilecek süre Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 110/A maddesinde düzenlenmiş olup 3. fıkrada, öngörülen sürelerin çocuklar için yarı oranda uygulanacağı belirtilmiştir.

 

 

Çocuklar İçin Uygulanabilecek Tutukluluk Süreleri

 

 

★ 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı 5 yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı, tutuklama kararı verilemez. (Çocuk Koruma Kanunu md.21)

★ Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, on sekiz yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanır. (CMK 102/5)

 

Konuya İlişkin Ulusal Mevzuatta Yer Alan Bazı Düzenlemeler

 

❖ Önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı herkesçe kullanılabilen bir haktır. Çocuklar da bu hakkı, silahsız ve saldırısız olmak kaydıyla kullanabilir. (Anayasa m.34) Ayrıca Anayasa’nın 41. maddesi; çocuğun istismar ve şiddetten korunması hususunda devlete pozitif yükümlülük yüklemektedir. Yani, devlet toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullanan çocuk için koruyucu tedbirler sağlamakla yükümlüdür.

 

❖ Yalnızca toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçlamasıyla, çocuk hakkında bir dava açılırsa, çocuğun yargılaması Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yapılamaz. Çocuk terör suçlusu sayılmaz. (Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu m.34/A)

 

❖ 12 yaşını doldurmayan ya da sağır ve dilsiz olmakla birlikte 15 yaşını doldurmamış olan çocuklar bir gösteri veya toplantıya katıldığında ancak kolluk görevlileri tarafından kimlik tespiti yapılması amacıyla yakalanabilirler, durum derhal yakınlarına bildirilmelidir. Kimlik tespiti avukat eşliğinde yapılmalıdır ve kimlik tespiti akabinde derhal çocuk serbest bırakılmalıdır. (Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.16)

 

❖ 12 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını doldurmamış çocukların yakalama anından itibaren yapılacak herhangi bir işlemde avukat ile temsili zorunludur. Avukatın eşlik etmediği hiçbir işlem yapılamaz. Bu çocuklar, yakınları ile müdafilerine haber verilerek derhal Cumhuriyet Savcılığına sevk edilir ve sorgu bizzat, Cumhuriyet Başsavcılığınca kurulan çocuk biriminde bulunan Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır. (Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Yönetmeliği m.19)

 

❖ Çocuklarla ilgili süreçler çocuk birimindeki kolluk görevlileri tarafından yerine getirilmelidir. (Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü / Büro Amirliği Kuruluş Görev ve Çalışma Yönetmeliği m.19)

 

❖ Kolluğun çocuk birimi, çocuk hakkında işleme başlandığında durumu derhal çocuğun yakınına ve baroya bildirmelidir. (Çocuk Koruma Kanunun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 16/3)

 

❖ Çocuğun yararı aksini gerektirmediği takdirde çocuğun kollukta bulunduğu süre içerisinde yanında yakınlarından birinin devamlı olarak bulunmasına imkân sağlanır. (Çocuk Koruma Kanunun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 16/4)

 

❖ Çocuklara zaruri, istisnai haller dışında zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. (Çocukları Koruma Kanunu m.18, Çocuk Koruma Kanunun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m.8 ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Yönetmeliği m.19)



 

 

Uluslararası Mevzuatta Yer Alan Düzenlemeler

 

Çocukların ifade özgürlüğü uluslararası sözleşmeler ile de koruma altına alınmıştır.

 

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (20 Kasım 1989 tarihli)

*Türkiye Sözleşme'yi 14 Eylül 1990 tarihinde imzalamıştır.

 

Madde 3: Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.

 

Madde hükmü gereği, soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin her aşamasında çocuğun üstün yararı gözetilmelidir.

 

Madde 12: Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun, kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar. Bu amaçla, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı, ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa, özellikle sağlanacaktır.

 

Madde 13: Çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir; bu hak, ülke sınırları ile bağlı olmaksızın; yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde veya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haber ve düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir. Bu hakkın kullanılması yalnızca:

a. Başkasının haklarına ve itibarına saygı,

b. Milli güvenliğin, kamu düzeninin, kamu sağlığı ve ahlakın korunması nedenleriyle ve kanun tarafından öngörülmek ve gerekli olmak kaydıyla yapılan sınırlamalara konu olabilir.

 

Madde 14: Taraf Devletler, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkına saygı gösterirler.

 

Madde 15: Taraf Devletler, çocuğun dernek kurma ve barış içinde toplanma özgürlüklerine ilişkin haklarını kabul ederler. Bu hakların kullanılması, ancak yasayla zorunlu kılınan ve demokratik bir toplumda gerekli olan ulusal güvenlik, kamu güvenliği, kamu düzeni yararına olarak ya da kamu sağlığı ve ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla yapılan sınırlamalardan başkalarıyla kısıtlandırılamaz.

 

Madde 28-29: Taraf Devletler, okul disiplininin çocuğun insan olarak taşıdığı saygınlıkla bağdaşır biçimde ve bu Sözleşme’ye uygun olarak yürütülmesinin sağlanması amacıyla gerekli olan tüm önlemleri alırlar. İnsan haklarına ve temel özgürlüklere uygun bir eğitimi sağlarlar.

 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

 

Madde 10: Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir.

 

Madde 11: Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.

 

EĞİTİM HAKKINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

 

Anayasa’nın 42. maddesi hükmü gereği, kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

 

Umut Deniz Yorulmaz Kararı (B. No: 2019/19019)

 

“...Üniversite öğrencisi U.D. Üniversitenin rektörüne yönelik kullandığı söz ve sergilediği davranışlar nedeniyle bir ay yükseköğretim kurumundan uzaklaştırma disiplin cezası verilmiştir. Kamu otoritelerine veya kamu politikalarına yönelik eleştirilerde göz önüne alınması gerekli bazı ilkeler benimsemiştir. (1) Sarf edilen bazı görüş ve ifadeler kamu gücünü kullanan organlar nazarında kabul edilemez görülse bile hukukun üstünlüğüne dayanılarak oluşturulan demokratik bir toplumda kurulu düzene, politikalara ve uygulamalara karşı çıkan veya kamu gücünü kullanan organların eylemlerini eleştiren, onları kabul edilemez bulan fikirler serbestçe açıklanmalıdır. (2) Kamu otoritelerinin -kamu gücünü kullandıkları için- kabul edilebilir eleştiri sınırlarının özel bireylere nazaran çok daha geniş olduğu unutulmamalıdır. (3) Otoriteleri kendilerine yönelik eleştirilere farklı araçlarla cevap ve tepki verme imkânına sahiptir. (4) İfade özgürlüğü sadece toplum tarafından kabul gören veya zararsız ya da ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir.

 

Somut olayda başvurucu, bazı akademisyenlerin üniversiteden ilişiklerinin kesilmesi ve disiplin cezalarıyla cezalandırılmasına ilişkin belirli bir bakış açısıyla eleştirilerde bulunmuştur. Söz konusu ifadeler kamu yararına ilişkin sorunlara yöneliktir. İdarenin ve mahkemelerin üniversite öğrencilerine verilecek disiplin cezalarına ilişkin kararlarında müdahaleye konu eylemin eğitim kurumunun düzeni üzerindeki olası yahut mevcut olumsuz etkilerini de mutlaka göstermeleri gerekir. Somut olayda mahkeme kararlarında, verilen disiplin cezasının hangi zorunlu sosyal ihtiyaca karşılık geldiği ortaya konulamamıştır. Sonuç olarak başvurucu, ifade özgürlüğünü kullanması nedeniyle okuldan uzaklaştırma disiplin cezası ile cezalandırılmış ve eğitim hakkından yararlanamamıştır. Mahkemelerin ortaya koyduğu gerekçeler ise başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli görülmemiştir.”

 

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle eğitim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

 
 
 

Komentarji


İletişim

Hakkını Savun Derneği

Karaman Mah. Fulya (170) Sk. Karaman Dernekler Yerleşkesi No: 1 / 213 Nilüfer/BURSA

​​

Tel: +90 850 802 0159

         +90 542 510 4710

bilgi@hakkinisavun.com

  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
logo_band_white_1X.png

Görüş ve önerileriniz için teşekkürler!

© 2024 Hakkını Savun

bottom of page